Mesane Tümörleri

Mesane kanseri çocukluk dahil her yaşta olabilir. Ancak genellikle orta ve ileri yaş hastalığıdır. Görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmaktadır.

Mesane, böbrekten süzülen idrarın depolandığı ve dışarı atıldığı, adalelerden oluşmuş içi boş bir organdır. Mesane kanseri en sık olarak, mesanenin iç yüzeyini döşeyen (değişici epitel) hücrelerden kaynaklanmaktadır.

Mesanede başlıca 3 kanser (kötü huylu malin tümör) tipi gelişebilir.
  • Değişici epitle hücreli karsinom (Üroepiteliyal karsinom):
    Bu kanser tipinde, kanser mesanenin iç yüzeyini döşeyen ve epitel hücresi denilen hücrelerden kaynaklanır. En sık görülen mesane kanseri tipidir.Skuamöz hücreli karsinom (Yassı epitel hücreli karsinom):
  • Kanser, mesanenin uzun süre ile infeksiyon ve irritasyon ile karşı karşıya kalmasından sonra mesanede gelişen yassı epitel hücrelerinden (skuamöz hücrelerden) kaynaklanmaktadır.Adenokarsinom:
  • Bu kanser tipi, mesanedeki galndüler (sekretuar, salgı yapan) hücrelerinden kaynaklanmaktadır. Bu, salgı yapan glandüler hücreler, mesane duvarı döşer ve mukus yapımını sağlar.

Mesane kanseri Amerika Birleşik Devletlerinde dördüncü, Avrupada ise beşinci sıklıkta görülen kanser çeşididir. NCI (National Cancer Institute)’nın verilerine göre 2008 yılında Amerika birleşik devletlerinde  68,810  mesane kanseri tanısının konduğu ve 14.100 ölüm olduğu bildirilmiştir. Mesane tümörü erkeklerde kadınlardan 3 kat daha sık görülür. Erkeklerde prostat, akciğer ve kalın barsak kanserlerinden sonra dördüncü sıklıkta görülen kanserdir. Erkeklerde kanser vakalarının yaklaşık olarak %7’sini oluşturur. Kadınlarda en sık görülen dokuzuncu kanserdir ve tüm kanser vakalarının %2.5’ini oluşturur.

Mesane kanseri çocukluk dahil her yaşta olabilir. Ancak genellikle orta ve ileri yaş hastalığıdır. Görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmaktadır.

Mesane Anatomisi

Birçok tümör baskılayıcı genin inaktivasyonu mesane kanseri oluşumunda rol oynadığı bildirilmektedir. Günümüzde mesane kanseri oluşumu ile ilgili olduğu gösterilen en önemli tümör baskılayıcı genler TP53 ve hücre siklüsü inhibitörleri RB, P21, P27 ve P16’dır.

Çevresel karsinojenlere maruz kalma mesane kanseri gelişiminde çok önemlidir. Baca temizleyicilerde, plastik ve lastik sanayi çalışanlarında mesane kanseri daha sık görülmektedir. Ayrıca sigara içenlerde mesane kanseri içmeyenlere oranla 4 kat daha fazla görülmektedir.

Bulgu ve Belirtiler

Mesane tümörünün en sık bulgusu idrarda ağrısız kanamadır. İdrarda ağrısız ve aralıklı kanama, hastaların yaklaşık olarak %85’inde görülmektedir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, zor idrar yapma  gibi yakınmalar da mesane tümörünün ilk belirtileri olabilir. Kanama ile idrardan pıhtılar da gelebilmektedir. Bunların yanı sıra karın alt bölgesinde veya bel bölgesinde ağrı bu yakınmalara eşlik edebilir.

Tanı

Tanıda idrar tetkikleri önemli yer tutmaktadır. Tam idrar tahlilinde idrarda kan hücrelerinin (eritrosit) görülmesi tümör şüphesini ortaya koymalıdır.

İdrar Sitolojisi

İdrarın bir patolog tarafından incelenip kanser hücrelerinin saptanmasına dayanan bir yöntemdir. İdrar sitolojisi sensitivitesi düşük dereceli tümörlerde düşük, yüksek dereceli tümörlerde ise en fazla %80 olan bir yöntemdir.

Diğer İdrar İncelemeleri

Günümüzde tanıda kullanılan bazı testler mevcuttur. Bunlardan BTA stat ve NMP22 yurdumuzda da kullanılan testlerdir. Ancak küçük tümörler için sensitiviteleri düşüktür. Diğerleri ImmunoCyst ve UroVision DNA FISH  testleridir. ImmunoCyst muhtemelen küçük ve düşük dereceli kanserler için en yüksek sensitiviteye sahipken, UroVision DNA FISH en yüksek spesifiteye sahiptir.

Sistoskopi

Mesane tümöründen şüphelenildiğinde kesin tanı için en kolay ve emin yöntemdir. İdrar yolundan (üretra) optik bir aletle girilerek 8-10 kat büyütülmüş görüntülerle idrar kesesinin içerisi görülebilir. Fleksibl sistoskopi lokal anestezi ile bile yapılabilen basit ancak çok değerli bir tanı yöntemidir.

Görüntüleme Yöntemleri

Mesane tümörü tanısında en basit görüntüleme yöntemi karından yapılan ultrasonografidir        (Batın Ultrasonografisi). Belirli bir büyüklüğe ulaşan tümör ultrasonografide görüntülenebilir.  Diğer yöntemler Bilgisayarlı tomografi (CT / BT), Manyetik Rezonans     (MRI) ve İntravenöz Ürografi’dir (İVP). Ayrıca Pozitron Emisyon Tomografi’si (PET) de bu hastalığın yayılım derecesini göstermede çok yararlıdır.

Evreleme

Mesane duvarı 3 ana tabakadan oluşmaktadır.

  1. Mukoza
  2. Lamina propria
  3. Muscularis propria (kas tabakası).

Ta tümörler mukozaya sınırlıdır. T1 tümörler ise lamina propria’ya bulaşmış tümörlerdir. T2 evresinde yüzeyel kas tabakası, T3 evresinde de derin kas tabakası tutulmuştur. Karsinoma insitu ( Tis ) denen tümörler de mukozada yerleşik ancak zamanında uygun tedavi yapılmadığında hasta için tehlikeli olabilecek yüksek dereceli kanserlerdir..

Yukarıda tarif edilen klinik evre dışında tümörün davranışını belirleyen mikroskobik evreleme de vardır. Düşük dereceli tümörlerde daha iyi davranış beklenirken, yüksek dereceli tümörlerde daha agresiv bir seyir beklenir.
Mesane Tümörleri

Mesane tümörü şüphesi olduğunda genel/lomber anestezi altında idrar yolundan girilerek tümör rezeke edilmelidir (Transüretral Rezeksiyon : TUR). Elektrokoter yardımıyla rezeke edilen tümör dokuları patolojik incelemeye gönderilmelidir. Bazı olgularda idrar kesesinin normal görülen bölgelerinden de biyopsi alınmalıdır.

Yüzeyel tümörlerde (Ta, T1) TUR kalıcı bir iyileşme sağlayabilir. Ancak birden fazla tümör varlığında veya tümör çapı 4 cm den büyük olduğunda nüks riski daha fazladır ve bu hastalarda mesane içerisi ilaç solüsyonuyla haftada bir kez 6-8 hafta süreyle yıkanmalıdır.

Tümör adele tabakalarına bulaşmış ise (T2, T3) özellikle genç ve genel durumu iyi olan hastalarda mesanenin tamamen çıkartılması (Radikal Sistektomi) ve ardından barsak mesane yapılması en ideal tedavi yöntemidir. Bu ameliyat sonrası ortotopik mesane ( idrar yoluna bağlanan barsak mesane ) uygun hastalarda hasta konforu açısından en iyi yöntemdir. Buna uygun olmayan hastalarda ileal loop (karında idrar torbası taşınan yöntem)  yapılmalıdır. Bu ameliyatlar günümüzde laparoskopik hatta robotik olarak da yapılmaktadır.

Radikal sistektomi için uygun olmayan veya metastaz yani başka organlara yayılmış olan hastalarda sistemik kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanmalıdır.

Takip

Mesane tümörlü bir hastada  daima nüks riski mevcuttur. Bu nedenle hastalar hekimin önereceği aralıklarla periyodik olarak takip edilmelidir. Bu doğrurltuda düzenli idrar testleri ve kontrol sistoskopisi yapılmalıdır. Yüzeyel tümör tanısı konulan hastalarda, ilerideki yaşamları süresince az da olsa mesanenin tamamen alınması gereken bir durum ortaya çıkabilir. Düşük dereceli tümörlerde bu risk daha az, yüksek dereceli tümörlerde ise daha fazladır. Özellikle yüksek dereceli tümörlerde üst üriner sistem yani böbrek pelvisi ve üreter denilen idrarın biriktiği ve iletildiği kanallarda da benzer tümör çıkma olasılığı az da olsa mevcuttur. Bu nedenle böbrekler de 2 yılda bir incelenmelidir.

 

 


DİĞER HASTALIKLAR